Kalp hastalıkları; hastaların hayatının pek çok alanını etkileyen, bedeninde, duygusal hayatında, yaşam kalitesinde ciddi değişikliklere neden olan karmaşık bir hastalık grubudur.
   

Psikiyatrik rahatsızlıklar ve kardiyak hastalıklar iki yönlü bir etkileşim içindedir. Psikolojik faktörler kalp hastalıklarının oluşmasına katkıda bulunurken, kalp hastalıkları da birçok psikiyatrik bozukluğa neden olabilirler. Ayrıca kalp hastalıklarının ve tedavilerinin istenmeyen yan etkileri olarak da psikiyatrik bozukluklar ortaya çıkabilmektedir.

Ruhsal durumdaki bozulmalar kalp hastalığının seyrini olumsuz yönde etkileyebilir. Ortaya çıkan psikiyatrik rahatsızlıkların tedavi edilmesi bu nedenle son derece önemlidir. Sosyal destek eksikliği, stres, öfke hali, depresyon, anksiyetenin (kaygı) hem kalp hastalığı gelişim riskini arttırdığı hem de iyileşme sürecini kötüleştirdiği ve tedaviyi güçleştirdiği yapılan çalışmalar ile gösterilmiştir.

Kalp hastalarında birçok psikiyatrik rahatsızlık görülmekte olup, en sık görülenler:

Depresyon

Kalp hastalıklarında en yüksek oranda görülen psikiyatrik tablo depresyondur. Bu hastalıklarda görülme sıklığı %15-20 olarak bildirilmiştir. Sıklıkla hastalığın doğal bir sonucu olduğu düşünüldüğünden tanı konulamamakta ve atlanabilmektedir. Ancak hem hastalık seyrine olan olumsuz direkt ve dolaylı etkileri hem de yaşam kalitesini bozuyor olması nedeni tedavi gerektirir bir durumdur.

Anksiyete  Bozuklukları (Kaygı Bozuklukları)

Anksiyete bozuklukları da sık görülen psikiyatrik bozukluklar arasında yer alır. Kronik kalp hastalıklarında anksiyete bozukluğu oranının %5-10 olduğu bildirilmiştir. Tıbbi servislerde en sık rastlanan yakınmalardan biri göğüs ağrısıdır. Bu ağrı kimi zaman organik bir zeminde gelişirken kimi zamanda psikolojik nedenlerle ortaya çıkar.  Birçok panik bozukluğu veya depresyonu olan hasta da, göğüs ağrısı ile acil kliniklere başvurmaktadır ve yapılan tetkiklerinde sorunun psikojen olduğu düşünülerek psikiyatri polikliniklerine yönlendirilmektedir. Kalp-damar hastalığı belirtisi düşünülen göğüs ağrılı hastaların yüzde 30’unun kalp damarlarının normal olduğu saptanmıştır.

Nöropsikolojik Bozukluklar

Özellikle yoğun bakım sürecinde olan hastalarda olmak üzere deliryum adı verilen, kişinin zaman yer ve kişi algısının bozulduğu, sıklıkla huzursuzluğun eşlik ettiği geçici nöropsikiyatrik tablolar oluşabilir. Bu durumda belirtileri yatıştırmak için psikiyatri hekimi tarafından tedavi düzenlenir ve altta yatan fiziksel tetikleyici durumun düzeltilmesi ile birlikte belirtiler tamamen kaybolur.

Somatizasyon Bozukluğu (Bedenselleştirme)

Zaman zaman psikiyatrik belirtiler kendisini bedensel şikayet şeklinde gösterebilir. Toplum arasında sık gördüğümüz ve duyduğunuz fibromiyalji buna bir örnektir. Benzer şekilde ağrı, çarpıntı, nefes darlığı gibi fiziksel belirtiler de ruhsal kökenli olabilmektedir.

Cinsel İşlev Bozukluğu

Gerek kalp hastalığının kendi doğası, gerek kullanılan ilaçların yan etkileri ya da kalp hastalığını eklenen ruhsal bozuklukların (anksiyete, depresyon, kalp krizi korkusu, benlik saygısında azalma, başarısızlık beklentisi, güvensizlik) sonucunda sık görülen bir tablodur.

Kalp hastalığı seyrinde ortaya çıkan ruhsal sorunlar, psikoterapi, ilaç tedavisi veya her ikisi birlikte kullanılarak tedavi edilmelidir. İlaç kullanmanız gerekirse bundan kesinlikle çekinmeyiniz. Kalp hastalığınızın olması psikiyatrik tedaviye engel değildir. Psikiyatristiniz size ve sorununuza en uygun ilacı seçecektir.