Ramazan ayının gelmesi ile birlikte özellikli bir hasta grubu olarak kalp-damar hastalığı olanların aklına  ‘Oruç tutmamda sakınca var mı?’, ‘Oruç tutarken nelere dikkat etmeliyim?’, ‘İlaçlarımı nasıl kullanmalıyım?’ gibi sorular geliyor. Kalp hastaları için oruç tutabilir ya da tutamaz şeklinde bir genelleme yapmak doğru değildir. Çünkü kalp-damar hastalıkları basit ritim bozukluklarından ileri evre kalp yetersizliğine kadar değişebilmektedir. Dolayısıyla bu sorulara her hasta kendi özelinde değerlendirilerek bireysel cevaplar verilmelidir.

Orucun kalp damar hastalarında olumlu ve olumsuz etkisini ortaya koyan bilimsel araştırma sayısının azlığından dolayı kalp-damar hastalarının oruç tutmaya dair sorularına bilimsel, net yanıtları vermek oldukça zordur. Ancak, sağlıklı bireylerde yapılan çalışmalar, orucun yararlı etkilerine işaret etmektedir.  Örneğin, sağlıklı bireylerde Ramazan süresince ve sonraki birkaç haftalık dönemde HDL yani iyi kolesterol düzeylerinin Ramazan öncesine göre arttığı, LDL yani kötü kolesterol düzeylerinin ise azaldığı görülmüştür.

Orucun kalp hastaları için olumlu bir diğer yönü de psikolojik etkisidir. Ramazan ayında oruç tutan kişi, aynı zamanda fiziki isteklerine karşı da disiplinli olmaya, olumsuz duygu, düşünce ve davranışlardan uzak durmaya, ibadet ederek ruhunu temizlemeye, dinlendirmeye çalışır. Ramazan ayındaki manevi huzur, kalp hastalarında sıklıkla görülen depresyonun giderilmesi açısından da önemlidir.
Ancak, sıcak ve uzun yaz günlerinde oruç tutmak bazı kalp hastalarında sorunlar yaratabilir. Fazla sıvı ve tuz kaybı, kan basıncında aşırı düşmeler/yükselmeler, baygınlık, kalp yetersizliği semptomlarında artışa neden olabilir. Bu durum yaşlı hastalarda daha da belirgin olabilir.  İleri evre kalp yetersizliği olan ve yüksek doz idrar söktürücü alan hastaların özellikle yaz döneminde oruç tutmamaları önerilir. Son 3 ay içerisinde kalp krizi geçiren veya kalp krizi sonrası bypass ameliyatı olmuş hastalar, kalp hastalığı nedeniyle tekrarlayan göğüs ağrısı olan hastalar da oruç tutmaktan kaçınmalıdır. Dirençli hipertansiyonu olan yani ilaç tedavisine rağmen kan basıncı yüksek olan hastalar da tansiyonları normale inmeden oruç tutmamalıdır. Tek başına hipertansiyonu olan ve ilaçla kan basıncı normal düzeylerde stabil seyreden hastalar ise ilaçlarını her gün düzenli almak koşulu ile oruç tutabilirler.

Genel olarak, kurallarına uygun oruç tutan kalp hastalarında, oruç tutmayan kalp hastalarına kıyasla Ramazan ayı süresince hastalığın farklı seyretmediği, anlamlı kötüleşme olmadığı bilinmektedir. Hatta kurallarına uygun tutulan oruç, hastalarda yararlı sonuçlar doğurmaktadır. Oruç sırasında, tütün ürünlerinden uzak durulması kalp hastalığı riskinde azalmayla birlikte, sigaranın bırakılması için de uygun bir ortam ve fırsat olarak değerlendirilebilir. Burada önemli olan kalp damar sağlığını göz önünde bulundurarak oruç tutmaktır, yani kullanılan ilaçların aksatılmadan devam edilmesi ve iftar- sahur döneminde doğru beslenilmesidir. Ancak kalp hastaları, oruç tutma kararını mutlaka kendilerini izleyen hekime danışarak almalı ve onun önerisi doğrultusunda davranmalıdır. Çünkü pek çok hastada oruç tutarken ilaç tedavisinin tekrardan düzenlenmesi, doz ayarlaması gerekecektir.